2010-12-19

Okumuyoruz

Okumuyoruz


"Bütün medenî ülkelerde aynı şikâyet: Okumuyoruz. Kitaplar çoğaldıkça okuma sevgisi azalıyor. Ama, yine de birçokları için okuma bir mani (iptilâ, düşkünlük). Böyleleri incelemek, düşünmek, dinlenmek, eğlenmek için okumaz; okumak için okur. Ne san'at heyecanı ararlar, ne zekâlarını geliştirme emelindedirler.


Çok okurlar, ellerine geçeni okurlar. Sabırsızdırlar, sırtlarından bir yük atmak isterler sanki. Okuduklarının tenkidini yapıp, yanlışlarını reddetmek veya [üzerinde müzâkereyi gerektiren hususlarda] tartışmak ihtiyacını duymazlar. Kitap kapanır kapanmaz içindekiler unutulur.

En büyük zevkleri kitap değiştirmektir. Her matbua'ya saldırırlar. Kimi yarısını okur kitabın, kimi yalnız sonuna bakar. Kimi de bir baştan bir başa okur. (Meselâ gazete tiryakileri.) Okur gibi yapanlar da caba. Hepsi de rüya gibi okur."


"Okuma delisi birçok şeyleri anladığını vehmeder. Başkalarının sözleriyle yetinmek, her mevzuda başkasının anlayışına, başkasının fikirlerine başvurmak alışkanlıkların en kötüsü. 'Kitapta okudum, gazetede yazıyor gibi' sözler, irâdenin ve kişiliğin yokluğunu gösterir.


Aşırı ve düzensiz okuma hafızayı, düşünce mekanizmasını bozar. [Okuma] hasta(sı) gündelik hayattan kopar, çevresinde olup bitenleri göremez, anlayamaz. Marazî okumanın belirtilerinden biri, hafıza zayıflamasıdır.

Hasta gerçek hâdiseleri unutur, okuduklarını hatırlar. Realiteden uzaklaşır, kitaptaki hâdiselere bağlanır. Düşünceleri birbirine karışır. Kendi başına muhakeme edemez olur."

"Okuduğunu tahlil etmeyen, daha önce okuduklarıyla karşılaştırmayan, her an kendi kafasını kullanmayan zekâsını mahveder. Okumak, sayfanın bütününü, cümleleri, kelimeleri anlamaktır. Dikkat gevşeyince gölge düşünceler kalır kafada. Çabuk okuyan, dikkatini teksif edemez."

(Cemil Meriç, Bu Ülke, s. 150 vd.; La Manle de la lecture, Ossip-Lourié, s. 263 vd. 1915'ten naklen)

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Bu ay öne çıkanlar