Süleyman Hilmi Tunahan'a "Gerici" diyen Adnan Menderes'in İçişleri bakanı Namık Gedik'in Neden ve Nasıl Öldüğü Hala netleştirilemedi.. |
İçişleri bakanı Namık Gedik, Süleyman Hilmi Tunahan'ın cenazesinin Fatih camii haziresine gömülmesinin istenmesi üzerine "Götürün o yobazın-gericinin cenazesini Karacaahmet'te bir çukura gömün" demişti... Bundan bir süre sonra gözaltında olduğu odanın camından atlayarak öldüğü iddia edildi.. Lakin son meydana çıkan gerçekler bunun böyle olmadığını ve intihar etmediğini ispat etti.. Netice olarak, içişleri bakanının nasıl ve neden öldüğü hala daha netleştirilemedi. Aşağıya alıntılayacağımız haber, Gedik'in o odadan atlayıp intihar edemeyeceğinin ispatı niteliğindedir...
___
Namık Gedik`in `intiharı`, 27 Mayıs 1960`ın karanlıkta kalan olaylarından biri... Menderes hükümetinin İçişleri Bakanı Gedik, darbe günü evinden alınıp Ankara Harp Okulu`na getirildi. Üç gün sonra, hapsedildiği odanın penceresinden atlayıp intihar ettiği söylendi. Aradan 48 yıl geçmesine ve ailesinin intiharı kabullenmesine rağmen, Gedik`in öldürüldüğü iddia edilir...
Gedik`le ilgili son iddia, Yeni Aktüel`in geçen haftaki sayısında `27 Mayıs`ın dördüncü idamı mı?` başlığıyla yayınlandı. O tarihte Tank Okulu`nda yedek subay öğrencisi olan Fehmi Yücel`in anlattığına göre Gedik, o pencereden atlamış olamazdı, çünkü hem odasının penceresi dubleydi hem de atladığı söylenen cam kırığından kedi bile geçemezdi...
İşin ilginç yanı Yücel`in söylediklerinin, kendi ailemde konuşulanlarla tutarlı olması. Dedem Muhiddin Güven, Namık Gedik`in en yakın dostuydu. Hatta Gedik, yüksek mimar olan dedemi politikaya girmesi için ikna etmeye çalışmış. Dedem, o yıllarda bu fikre hiç sıcak bakmasa da 27 Mayıs darbesinden 1 yıl sonra siyasete girdi ve Adalet Partisi`nin kurucularından oldu. Gedik öldüğünde ben dünyada değildim. `Namık amca konusu`, biz çocukken de ortalıkta konuşulmazdı. Ancak yıllar sonra olayla ilgili ayrıntıları dinlediğimde dehşete kapıldım... İntiharın üzerine neden gidilmediğini sorduğumda `Çünkü yaşanan acılar çok büyüktü. Aileler, yaraları deşmek istemedi` dendi... Yeni Aktüel`deki haber üzerine, Namık amca hakkında dedemin anlattıklarını yazmaya karar verdim. Çünkü o, arkadaşının intihar ettiğine hiçbir zaman inanmadı.
HÜCRE ARKADAŞI NASIL DUYMADI
Muhiddin Güven, Gedik`in `intihar`ından sonra tutuklu olduğu odayı dışarıdan görebildi. Tıpkı Yücel`in anlattığı gibi pencere duble çerçeveliydi ve bir hamlede kırmak mümkün değildi. Dedeme göre bir insanın küçücük odada koşup, kendini duble çerçeveli pencereden atması, fizik kanunlarına göre imkansızdı:
Diyelim ki ilk camı kırdı, bunu yaparken hiç mi gürültü çıkarmadı? Diyelim ki pencereyi birkaç hamlede de olsa kırdı. Peki onunla aynı koğuşta tutulan, dönemin Savunma Bakanı Ethem Menderes nasıl oldu da uykusundan uyanamadı? (O geceye dair hiçbir şey `hatırlamayan` Ethem Menderes, daha sonra çıkarıldığı Yassıada Yüksek Adalet Divanı`nda 10 yıl ağır hapis cezası aldı. Oysa dönemin tüm bakanları idamla yargılandı.)
Namık Gedik`in naaşı, ailesine gösterilmedi. Kefenin içinde toprağa bırakılırken dedem oradaydı. Kimse kefenin açılıp yüzüne son kez bakılmasına izin vermedi. Aile, Gedik öldüğünde üzerindeki eşyaları istedi, bu talep de kabul edilmedi. O gece Namık Gedik`in kapısında nöbet tutan teğmenin ise yıllar sonra intihar ettiği söylendi ama aslı hiçbir zaman ortaya çıkmadı. Bunları bugün anlatma ihtiyaç duymamın sebebine gelince... Darbe, basit bir rejim değişikliği değildir. İdamlar, faili meçhul ölümler, işkencelerle kalmaz, insanların, en yakınlarının başına gelenleri bile sorgulayamayacak hale getirir. Darbe, sistemli bir yok etme, sindirme, susturma harekatıdır. Üzerinden yıllar geçse de darbe ruhu, bir toplumun bütün hücrelerine işler.
Mehveş Evin/Akşam
____"Bizim dünya hayatımızdan korktukları gibi vefatımızdan da korkacaklar!"(Süleyman Hilmi Tunahan)
Menderes hükümetinin İçişleri bakanı Namık Gedik |
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.