Rahmetli istihzayı(alay etmeyi) severdi |
— Asker arasında neler söyleniyor hocam?
— Nil kenarında bir askerin türkü çığırdığını işittim. İrâde buyurursanız söyleyeyim; hatırımda kalmıştır.
— Söyle!..
— Nemiz kaldı bizim mülk-l Arap'ta
Nice biz dururuz Şâm u Halep'te
Cihan halkı kamu tuş u tarabda
Gel ahi gidelim Rum illerine...
Celalli hükümdar Yavuz Selim Hân, türkünün hocası İbn-i Kemâl tarafından uydurulduğunu sezmekle birlikte ses çıkarmadı. Ertesi gün dönüş hazırlıkları yapılması için hemen emir verdi.
Dönüş yolunda kazasker ile padişah gene bir at gezisine çıkmışlardı. Yavuz hocasına tekrar sordu:
— Hocam! Siz hatırlarsınız, hocanız Molla Lûtfi niçin katlolunmuş idi?
— Rahmetli istihzayı(alayı) severdi. Bu yüzden çok düşman kazanmıştı. Halbuki şuh tabiatlı bir âdem idi. Şaka olarak söylediği bazı uydurma şeyler hakikat sanıldı.
— Peki, sen de hocandan böyle şeyler öğrendin mi?
— Duacınız, nöbetimi savdım hünkârım.
— Peki geçen gün söylediğin türküyü sen uydurmadın mı?
— Belî hünkârım, ben uydurdum. Lâkin asker kullarınızın dileklerine göre...
Yavuz, bu dürüst cevaptan hoşlandı, memnun oldu ve ona iltifatta bulundu.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.