2010-11-20

Kadıya El Kaldıran Paşa Olsa da

Kadıya El Kaldıran Paşa Olsa da


Fâtih Sultan Mehmed, adaletin mülkün temeli olduğunu bilir, adalete ve adaleti dağıtan kadılara çok değer verirdi. Rumeli Beylerbeyi olan Dâvûd Paşa, yaptığı bir işten dolayı Edirne kadısına şikâyet edilir. Kadı (Osmanlı da kadı bugünkü valinin ve belediyenin işlerini de görmekteydi) da, Dâvûd Paşa'ya adam göndererek yapmakta olduğu o işten vazgeçmesi hükmünü bildirir.

Dâvûd Paşa bu hükme hiç aldırış etmez. Bu sefer, kadı, bizzat kendisi Dâvûd Paşa'ya gider. O işten vazgeçmesini bir kez daha ihtar eder. Aralarında tartışma çıkınca, Dâvûd Paşa kadıya birkaç kez vurur.

Durum Fâtih Sultan Mehmed'e arz edilince, derhâl şu emri verir. "Dinimizin hadimi(hizmetkarı) olan kadıyı döven, dîni tahkir etmiş (önemsememiş) olur. O hâlde, onun katli lâzımdır." Ardından emrin acele yerine getirilmesini ister. Paşalar, beyler kim varsa Dâvûd Paşa'ya yardımcı olmak ve onu kurtarmak isterler. Fâtih'e, böyle bir komutanın öldürülmesini uygun görmediklerini bildirirler. Ancak, Fâtih'i emrinden döndüremezler. Sonunda, paşalar gidip Kazasker Vildan Efendi'yi bulurlar. Durumu îzâh edip fetva isterler.

Kazasker Vildan Efendi; "Eğer ki, Kadı Efendi kadılık makamında dövülse idi katli lâzım olurdu. Amma, Kadı Efendi yerinden kalkıp, Davûd Paşa'nın mekânına gitmiş olduğu için katli lâzım değildir" diye fetva verir.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Bu ay öne çıkanlar