Müsafire ikram |
Müslümanların birbirine ikram etmeleri ve yardımlaşmaları dînî bir vazifedir. Allâhü Teâlâ (meâlen):
"Ve Allah'a ibâdet edin. Ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ve anaya, babaya ve (kardeşler, amcalar gibi) yakınınız olan kimseye de iyilik edin. Yetimlere ve yoksullara ve yakın komşuya ve uzak komşuya ve yanınızdaki arkadaşa ve yolcu olana ve kölelerinize de (iyi davranın). Şüphe yok ki Allâhü Teâlâ kibirli ve başkasına karşı övünen kimseyi sevmez.'' (Nisa Sû¬resi, âyet 36) buyurmuştur.
Müsâtir kabul etmek, ikramda bulunmak İslâm'ın âdabından, peygamberlerin ve sâlihlerin ahlâkındandır. Müsâfire düşen yapılan ikramları reddetmemektir. Çünkü ikramı geri çevirmek Müslüman'ın hakkını hafife almak ve basit görmektir.
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki:
"Kim Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsa müsâfirine ikramda bulunsun."
"Size ziyaretçi geldiği zaman ona ikram edin."
"Müsâfire ikramda bulunmayan kimsede hayır yoktur."
İmam Evzâîye "Müsâfire ikram nasıl olur?" diye sordular.
"Güler yüzle karşılamak hoş sohbet etmekle." dedi.
Müsafiri güler yüzle karşılamak, geldiğine sevinmek, geleceği biliniyorsa güzel giyinip beklemek ve müsâfire ikramda gücünün üstünde bir külfete girmemek, telaşlanmamak, fakat elindekinin en güzelini ikram etmek lazımdır.
Müsâfirine bizzat hizmet etmek İbrâhîm (a.s.)'ın sünneti olup daha güzeldir. Müsâfirler az ise hem hizmet eder hem de onfarla oturup yemek yer. Eğer müsâfirler
çok olursa onlarla yemeğe oturmaz, onlara hizmet eder.
Müsâfire hizmet mürüvvettendir. Müsâfirlerinin yanında hizmetçisine ve çocuklarına kızmaz (kızdığını belli etmez). Müsâfirlere sıkıntı ve huzursuzluk verecek kimseleri onların yanında oturtmaz. Yemek yerken ev sahibi sükût etmez. Güzel şeyleri ve sâlihlerin hikâyelerini anlatır.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.