DURSUN FAKİH VE OSMANLI DEVLETİ'NİN KURULUŞU

Dursun Fakîh, aslen Karamanlı olup, hocası Edebâlî Hazretlerinin hemşehrisi ve dâmâdı, aynı zamanda Osman Gâzî'nin de bacanağıdır.

Şeyh Edebâli'ye intisap etmiş; başta tefsîr, hadîs ve fıkıh olmak üzere kendisinden ilim tahsil etmiştir.Dursun Fakîh, elinde kılıcı ile Osman Gâzî'nin yanında gazalara iştirak eder, gâzîlere namaz kıldırır, gazilerin dînî suâllerini de cevaplardı. Bu hususiyetleri ile Osmanlı Dev-leti'nin ilk kâdıaskeri (kazasker) sayılır.

Dursun Fakîh, Şeyh Edebâlî hazretlerinin vefatından (1326) sonra onun makamına oturdu. Kendisine Bilecik kadılığı verildi. Sultan Orhan devrinde vefat etti. Bilecik Söğüt'teki hocası Şeyh Edebâlî türbesi içinde medfundur.Anadolu Selçuklu Devleti'nin dağılması üzerine; herkes sığınacak yer arar oldu. Haber Osman Gâzî'nin meclisine ulaştı. Mecliste Osman Gâzî'ye, Dursun Fakîh şu teklifi yaptı:

"Beyim! Cenâb-ı Hakk size, sığınacak yer arayan müslümanları bir araya toplayıp idare etmek basiretini ve gücünü ihsan etmiştir. Allah (c.c.)'ın inayeti, duâ ehlinin himmeti, gaza ordusunun kuvvet ve kudretleriyle çevrenizdeki tekfurları dize getirip, birçoklarının topraklarını mülkünüze dâhil ettiniz. Şimdi sıra Anadolu topraklarını ehil olmayanların elinden kurtarıp, ahâlisini huzura kavuşturmaya gelmiştir. Müsâade buyurun da, adınıza hutbe okuyup, sizi sultan ilân edelim."