2010-08-30

İSLAMIN İLK SANCAĞI VE İLK SANCAKTARI

Resulullah (s.a.v.) Efendimiz’ Cenab-ı Hakk’tan hicrete izin çıktığı zaman maiyetlerinde Ebu Bekr-i Sıddık ile kölesi Amir bin Füheyre (radiyallahü anhüma) olduğu halde gizlice Mekke’den Medine’ye doğru yola çıkmışlardı.




Kureyş Kafirleri de Peygamber Efendimiz’i (s.a.v.) bulup getirene büyük mükafatlar vaad ettikleri için güzergahtaki kabilelerden bu vaadi duyanlar tamaha kapılıp yollarda taarruza hazırlanmışlardı.



Bunlardan Büreyde bin Husaybi (ki hicretin 62. Senesi Merv’de vefat etmiştir ve Horasan diyarında ahrete en son irtihal eden sahabidir.) Benû Sehm’den 70 süvari ile birlikte “belki rastlarım” diye çıkmıştı.



Karşılaştıklarında hidayet rehberi Peygamber Efendimiz (s.a.v.) : “Sana kim derler?” diye sormuşlar. “Büreyde” deyince Ebu Bekri Sıddık’a (r.a) dönüp: “Muhakkak bizim iş serinledi ve salah buldu” diyerek te’feül buyurmuşlardır. Sonra “Kimlerdensin” diye sualine “Eslem’denim” cevabını alınca “Selameti bulduk"  buyurmuşlardır.

Sonra “Eslem’in hangi kolundan” diye sormuşlar, “Benü Sehim’den” cevabını alınca “Ya Eba Bekir, senin sehmin, nasibin çıktı” buyurmuşlardır.



Ondan sonra sıra Büreyde’ye gelip, Rasülü Ekrem (s.a.v.) Efendimize “Ya sen kimsin” diye sordu. “Ben Abdullah’ın oğlu Muhammed’im Allah’ın Rasülüyüm” cevabını alınca kelime i şehadeti söyleyerek; bu kadar bozuk bir niyet ile çıkmışken kendisi de beraber getirdikleri de hep beraber iman ettiler.

Büreyde (r.a.) “Allahü Teala’ya hamd ü sena ederim ki, bizler zorla değil tav’an(isteyerek) Müslüman olduk” dermiş..



Ertesi gün Büreyde (r.a.) “Ya Rasülallah yanından liva(sancak) olmadan Medineye girmen münasip değildir” demiş ve başından sarığını çözüp mızrağının ucuna bağlamış Medine’ye girinceye kadar Livayı Muhammedi elinde olarak yürümüştür.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Bu ay öne çıkanlar