2011-01-04

Türklerle Savaşan Ermeni Lejyonları



Bir kısım Ermeniler, Balkan savaşları (1912-13) ve Birinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye düşmanları ile ittifak yapmış ve onlarla birlikte, gönüllü Ermeni birlikleri kurarak Türklere karşı savaşmıştır.
1914-17 yılları arasında, Ermeni gönüllü birlikleri Çarlık Rusyası ve İngiltere ordusunda Türklere karşı yürütülen hizmetlerde muharip olarak hizmet görmüştür.
Ermeniler, Türkiye ile savaş halinde olan Fransa ile 1916'da bir anlaşma imzalamışlar, Adana'da ve Arara'da (Filistin) Osmanlı ordusuyla çarpışmışlardır.
Osmanlı vatandaşı olan bir kısım Ermeniler, Van'ı zapt eden Rus ordusunu kurtarıcı gibi karşılamış ve Müslümanlara soykırım uygulamıştır.
(Bir kısım Yahudiler de Birinci Dünya Savaşı'nda Siyonist lejyonlar kurarak İngilizlerle birlikte Çanakkale ve Filistin cephelerinde Türklere karşı çarpışmıştır.)
Ermenilerin Osmanlı devletine baş kaldırmaları, Osmanlı'nın düşmanlarıyla işbirliği yapmaları, Osmanlı'ya karşı savaşmaları kendi aleyhlerinde netice vermiştir.

Ermenilerin bu coğrafyada var olmaları, kimlik ve kültürlerini muhafaza ederek yaşamaları Osmanlı barışı altında mümkündü.
Osmanlı düşmanı Ermeniler vehimlerinin, ihtiraslarının, misyonerlerin ve Emperyalistlerin kurbanı olmuşlardır.
Elbette bütün Ermeniler böyle yapmamışlardır ama neticede kurunun yanında yaş da yanmıştır.
Ermeniler yanlış ata oynamışlar ve kumarı kaybetmişlerdir.
Bir halk, bir "Millet" için en önemli şey hayatta kalmak, varlığını sürdürmektir. Ermeni komitacıları, Büyük Ermenistan hayalleri uğrunda Ermeni halkının varlığını yok etmişlerdir.
Ermenilerin misyonerlere ve Emperyalistlere kanması onlara çok pahalıya mal olmuştur.

Arada din farkı da olsa, Ermenilerin menfaati, varlığı, ayakta kalması Müslümanlarla, Osmanlılarla iyi geçinmelerine, işbirliği yapmalarına, Osmanlı devletini ve nizamını korumalarına bağlıydı.
Balkan harbinde, Birinci Dünya Savaşı'nda, Ermeniler Osmanlı ile birlik olmuş, onun safında çarpışmış olsaydılar, tek kelime ile "Tebaa-i Sâdıka" statüsünü korumuş olsaydılar durum bugünkü gibi mi olurdu?
Farz edelim, Osmanlı sisteminde bir dereceye kadar eziliyorlardı. Lakin yine de vardılar, yine de yaşıyorlardı, yine de okulları, kiliseleri, hayır cemiyetleri vardı.Osmanlıyla bir ölüm kalım savaşına girdiler ve bu savaşı kayb ettiler. Onlar kazansaydı, Müslümanlar savaşı kayb edip yok olacaklardı.

Balkan Harbi'nde Bulgarlarla, Birinci Cihan harbinde Ruslarla, İngilizlerle, 1918'den sonra Kilikya da Fransızlarla bir olan, gönüllü birliklerle Türklere ve Müslümanlara karşı savaşan Türk, Osmanlı, Müslüman düşmanı Ermeni komitacılarının yanlış tercihlerinin, yanlış siyasetlerinin cezasını bütün Ermeni halkı çekmiştir.
Şayet varsa, sadece Türklerin yaptığı Ermeni kıyımı değil; Ermenilerin Türklere, Müslümanlara uyguladığı öteki bir kıyım daha vardır.
Bu ikisini, tarihî belgelerin ve bilgilerin ışığında incelemek gerekir. Aksi taktirde âdil, bîtaraf, objektif, insaflı bir hükme varılamaz.
Yeryüzü Allah'ın mülküdür. Mülkünün dilediği parçasını dilediği kavme emanet olarak verir. İstediği zaman geri alır, başkasına verir. Dilediğini aziz eder, dilediğini zelil.

Ermeniler Anadolu coğrafyasında birçok şehri ve bölgeyi Müslümanlarla paylaşıyorlardı. Onların bir kısmı bu paylaşıma razı olmadılar, şehirlerin ve bölgelerin tamamına, yüzde yüzüne sahip olmak istediler ve sonunda yüzde yüzünü kayb ettiler. Hep dediler, hiç oldular.
Müslümanlarla Ermeniler barış içinde birlikte yaşayabilirler miydi? Böyle bir şey elbette mümkündü ama Misyonerler, Emperyalistler, Avrupa Düvel-i Muazzaması; İngiltere, Fransa, Rusya, ABD onları başka yönlere çekti.
Hiçbir suçu olmayan bir kısım Ermeniler niçin ezildiler? Kur'ân, "Öyle bir musibetten korkunuz ki, o içinizden sadece kötü olanlara isabet etmez" buyuruyor.

Ermeni halkına kim zulm etmiştir? Bu sorunun cevabı şudur:

1. Misyonerler onları felakete itmiştir.
2. Emperyalistler onları, bindikleri gemiyi delmeye teşvik etmiştir.
3. Ermeni komitacıları/teröristleri onları tehdit etmiş, yanlış yollara itmiştir.
4. Aşırı ve Militan Ermeni milliyetçileri yanlış hesaplar yapmıştır.

Suriye taraflarına sürülen Ermeni halkını Türkler değil, başka bir kavim hırpalayıp kırmıştır.
Ermeni faciasının sorumluluğunu sadece Osmanlı hükümetinin ve Müslümanların üzerine yıkmak doğru olmaz.
Asıl kabahat, vatandaşı oldukları Osmanlı devletine ihanet eden bir kısım Ermenilerdedir.
Hiçbir zulüm ve haksızlık cezasız kalmaz. Dünya adaleti suçluları cezalandırmasa bile İlahî Adalet'ten kimse yakasını kurtaramaz.
Yarın Rûz-i Mahşer'de Mahkeme-i Kübra'da Müslümanları haksız yere öldüren Ermeniler ve Ermenileri haksız yere öldüren Müslümanlar hesaba çekileceklerdir.
Mehmet Şevket Eygi
29 Mart 2010

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Bu ay öne çıkanlar