2011-02-06

BİR ZAMANLAR BÖYLE İDİK

BİR ZAMANLAR BÖYLE İDİK


Bir seyyahın(gezginin) hatıratından;
Bu gün kendi eşyamla, yol arkadaşım olan eski bir Macar Zabitinin(subayının) eşyasını taşımak için bir köylünün arabasını kiraladım.

Buralarda yatağın hayali bile mevcut olmadığı için, gece üstüne uzanmak için biraz kuru ot satın almak isteyince, son derece nazik bir Türk bana refakat teklifinde bulundu. Arabasını kiraladığım köylü de öküzlerini koşumdan çıkarıp bizi bütün eşyamızla beraber sokağın ortasında bıraktı. Sandıklar, portmantolar, denkler, paltolar, kürkler, atkılar hep açıktaydı. Ben onun uzaklaştığını görünce dedim ki;
-         “Burada birisi kalmalı…” Yanımdaki Türk hayretle sordu:
-         “Niçin?”
-         “Eşyalarımızı beklemek için.”
-         “A!. Ne lüzumu var. Eşyalarınız bir hafta burada kalsa bile dokunan olmaz.”

Ben bu sözü kabul ettim ve döndüğümde her şeyi yerli yerinde buldum.

Şu noktayı da unutmamalı ki, o sırada İslam askerleri bile mütemadiyen gelip geçmekteydi. Bu vak’a bütün Londra kiliselerinin kürsülerinden Hristiyanlara ilan edilmelidir; içlerinden bazıları rüya gördüklerini zannedeceklerdir. Artık uykularından uyansınlar!
(A. Ubucini, 1855)

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.

Bu ay öne çıkanlar