İŞTE SEN BUSUN |
SEN,
"Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı bir ümmetsiniz, iyiliği emreder, kötülükten vazgeçirmeye çalışırsınız. Çünkü Allah'a inanıyorsunuz" Fermanının sahibisin!..
SEN,
"Alemlere rahmet olarak gönderilen" ve dehşetli mahşer günü herkesin "Nefsi! Nefsi!" diye çırpınacağı bir zamanda, secdelere kapanıp; "Ümmetimi isterim Ya Rab! Ümmetimi bağışlamadıkça kalkmam" diye feryat edecek olan Habib-i Kibriya'nın ümmetisin!
SEN,
Resulullah'ın ashabına; "Orduya yardım ediniz" dediği zaman, bütün servetini alıp getiren ve peygamberin "Çocuklarına ne bıraktın?" sorusuna; "Allah'ı ve Resulünü bıraktım Ya Rasulallah!" cevabını veren Hz. Ebubekir'in yolundasın!
SEN,
Devlet reisi olduğu halde, içi su dolu bir tulumu sırtına yüklenerek halk içinde dolasan ve oğlunun; ''Babacığım, niçin böyle yapıyorsun?'' sorusuna; ''Oğlum! Nefsimi biraz beğenir gibi oldum.. Onu zelil etmek, gururumu kırmak istiyorum'' diyen Koca Ömer’in izindesin!
SEN,
Müslümanlar arasında açlığın ve kıtlığın hüküm sürdüğü bir zamanda Şam’dan kendisine ait zeytinyağı, üzüm ve buğday yüklü olarak gelen bir deveyi yükleriyle beraber yoksullara tasadduk eden Hz. Osman’ın ardındasın!..
SEN,
Cebinde bulunan 4 dirhem servetin 1 dirhemini gizlice, 1 dirhemini açıkça, 1 dirhemini gece ve kalan 1 dirhemini de gündüz, kimsesizlere sadaka olarak veren ve Allah Resulünün; ''Neden böyle yaptın ?'' sualine ''Belki Allah bunların birini olsun kabul eder düşüncesiyle" diyen Hz. Ali’yi takip edensin!
SEN,
Allah yolunda cihada çıkan ve karsısında ATLAS Okyanusunu görünce, devesini dizlerine kadar denize sürerek, kılıcını çekip; ''Ya Rabbi! Sahid ol! Önüme şu uçsuz bucaksız derya çıkmasaydı senin şanını daha ileriye götürürdüm!'' diyen mücahitlerin peşindesin!
SEN,
40 sene yatsı abdestiyle sabah namazını kılan İmam-i Âzam’larin, Malazgirt Ovalarında Allah Allah sesleriyle at koşturan ve Anadolu kapılarını Müslüman Türklere açan Alparslanlarin arkasındasın!
SEN,
Misafir kaldığı evde gece sabaha kadar ayakta duran ve; ''Biz Kur’an'ın bulunduğu odada ayaklarımızı uzatıp yatmaktan hayâ ederiz'' diyen Osman Gazilerin torunusun!
SEN,
Resûllullah’in müjdesine nail olup, küfrün doğu kal’asini, İstanbul’u fethederek İslam’a teslim eden, yeni bir çağ açan Fatihlerin, dünyayı Müslümanlardan başkasına dar gören Yavuzların, karaların- denizlerin hakanı Kanunilerin neslisin!..
SEN,
İstanbul’da okumaya başladığı Ezan-i Muhammediyeyi, Çaldıran ovalarında bitiren, Tuna’da aldığı abdestin namazını Afrika çöllerinde kılan, Hazar kıyılarında getirdiği tekbir seslerinin yankılarını Viyana kapılarında duyan kahramanların evladısın!
SEN... SEN...
İŞTE SEN BUSUN!
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.