Yirmi Bin Türk'ü Kazığa Geçirdi; KAZIKLI VOYVODA |
Kazıklı Voyvoda diye meşhur olan Eflak Prensinin en büyük zevki Müslüman Türklere işkence yapmaktı... Tam yirmi bin Türk'ü kazığa geçirdi. Bu altyapıya/anlayışa sahip Hıristiyanlarla biz Müslümanların diyalog yapabileceğini, ortak bir paydada buluşabileceğini, Medeniyetler(dinler) ittifakı olabileceğini iddia eden hain başbakanlara, hain cemaat liderlerine, yazarcıklarına, fikir adamlarına, sanatkarlarına ithaf olunur...
Ne güzel söylemiş atalarımız, "Ayıdan post, gavurdan dost olmaz" diye... ve"İstisnalar kaideyi bozmaz" diye...
Batı tam anlamı ile bir İslam düşmanlığı ve özellikle Müslüman Türk düşmanlığı ile doludur. Bu gün bile Bosna, Afganistan, Irak başta olmak üzere çeşitli islam beldelerinde yaşananlar bunun apaçık ifadesi değil mi?
______
20 bin Türk’ü kazığa geçirdi
Kazıklı Voyvoda olarak tanınan Eflak Prensi Dördüncü Vlad, Voyvoda Dracul’un oğludur. 1456- 62 yılları arasında Eflak Beyliği yaptı. Fatih Sultan Mehmed zamanında Osmanlılara karşı savaştı.
Kont Dracul özellikle esir aldığı Osmanlı askerlerini kazıklara çakarak işkenceyle öldürmesiyle tarihe geçmiştir. Vampir olduğuna inanılır. Çok kan dökmesi buna sebep olmuştur.
Esirlerin derilerini yüzdürerek üzerine tuz sürdürüp keçilere yalatmak, kendisine gönderilen Osmanlı elçilerinin çıkartmak istemedikleri sarıklarını kafalarına çaktırmak, annelerin memelerini kestirip yerlerine çocukların başlarını sokturmak gibi akıl almaz işkence usullerini icat etmiş vahşi bir liderdir.
Fatih Sultan Mehmed tarafından yakalanmaya çalıştıysa da kaçmayı başarmış, nihayet kendi adamlarından biri tarafından 1462 yılında öldürülmüştür.
Dracul’un şatosu olarak bilinen Karpat dağlarındaki Bran Şatosu bugün hala ziyarete açıktır.
Osmanlılar’a yenilen babası rehin olarak Kont Dracula’yı Osmanlılar’a vermişti.
O yüzden yaşamının bir kısmını Osmanlılar’ın elinde tutsak olarak yaşadı. Osmanlılar’ın egemenliğini kabul ederek Eflak’ın başına geçti.
Sonra yeniden Fatih Sultan Mehmed’e başkaldırır. Ve üzerine yürüyen 20 bin Türk’ü kazıklara çakarak öldürür.
Buna kızan Fatih bizzat ordunun başına geçerek Vlad’a karşı sefere çıkar.
Türk askeri Targoviste’ye ulaştığında Sultan Mehmed ve askerleri yaklaşık 5 kilometre boyunca kazıklarla dizili kadın erkek ve çocuk cesedinin yanından geçerler.
Ancak Dracul çoktan kaçmıştı. Üstelik kaçarken de tüm kuyuları zehirledi, ekinleri yaktı.
Hayvanları bile öldürttü. Hapishanelerdeki mahkumları, cüzzamlı ve vebalıları salıverdi ve Türklerin arasına karışmaya teşvik etti
Mahmut Paşa’nın hatıratına göre çok uzun mesafeler boyunca asker içilecek bir damla bile su bulamadı. Sıcak dayanılır gibi değildi
1474 yılında komutasına geçtiği bir askeri birlikle eflak beyliğini tekrar ele geçirmek üzere harekete geçer. Ancak bu olay Vlad’ın şimdi bile tam açıklığa kavuşmamış gizemli bir şekilde ölümüyle sonuçlanır.
Ölümü şöyle hikaye edilmektedir: “Dracul’un ordusu Türkleri amansız bir şekilde keyifle öldürmeye başlamıştı. Dracul Türkleri öldürmekte olan askerlerini daha iyi görebilmek için bir tepeden aşağı doğru (askerleri ve arkadaşlarından ayrı bir şekilde) inmekte iken bazı askerleri onu Türk sanmıştır.
Biri mızrağını saplar. Kendi askerlerinin kendisine saldırdığını gören Dracula kılıcıyla suikastçılarından beşini öldürür. Ancak aldığı çok sayıda mızrak darbesiyle sonunda öldürülür."
Dracula’nın hayatı sonradan Bram Stoker’ın Drakula romanına ve Drakula filmlerine konu olmuştur.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.