Urgan mermeri keserse |
insanın gözü bir kere korkmaya görsün; kendisi zekâ bakımından dahî bile olsa artık beceriksiz duruma düşmeye mahkûm olur.
Herkesin tanıdığı meşhur İbn-i Sina, aslında on yaşında Kur'ân'ı ezberlemesine ve on sekiz yaşına kadar devrinin bütün ilimlerini okuyup öğrenmesine rağmen, tahsil hayatının ilk günlerinde matematik derslerini pek kavrayamıyordu. Sanki bir türlü aklı ermeyecek, mantığı almayacak gibi geliyordu.
Bir gün kırda gezerken bir kuyu gördü. Kuyunun ağzında mermerden oyulmuş, çember şeklinde bir bilezik vardı. Küçük İbn-i Sina, kuyu ağzının büyüklüğüne göre yapılıp konulmuş olan bu taşa dikkatle baktı. Mermer bileziğin iç tarafları, kova ipinin sürtünmesiyle sanki oluk oluk oyulmuş ve kesilmiş gibi idi. Kovanın bağlı bulunduğu urgan, kuyu dibine her iniş ve çıkışta, bu mermere sürte sürte onu aşındırmış ve nerede ise kesecek kadar derin oluklar meydana getirmişti.
İbn-i Sîna o zaman çocuk yaşta idi, fakat bu hâdise ona çok tesir etmişti. Derin derin düşündü ve kendi kendine şöyle dedi:
"Urgan gibi yumuşak bir cisim, nasıl oluyor da mermer gibi en sert ve çetin bir taşı böyle kesiyordu. Demek ki, herhangi bir işte azimli olmak, gayret sarf etmek, sabır, sebat ve mukavemet göstermek muvaffâkiyetin(başarının) temeli idi.
"Urgan nasıl mermeri kesmişse, benim aklım da matematik deslerini aynı şekilde ve zaman harcayarak halledebilir" dedi ve o günden sonra matematik derslerine büyük bir dikkat ve sebatla sarıldı. Sonunda da muvaffak oldu.
Bu güzel netice, büyük-küçük hepimiz için de mümkün olabilir. Zira olmaması için bir sebep yok ki...
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.