ABD ve Rusya'nın, 1950'den bu yana üzerinde çalıştığı, insanları istendiği gibi yönlendirmeye yarayan beyin kontrol silahının, 1970'li yıllarda Türkiye üzerinde kullandığı iddia edildi.
Bu iddiaya göre, 5.000 insanımızı kaybettiğimiz, insanın ideolojisi uğruna annesini, kardeşini veya en yakınını öldürmekten çekinmediği sağ-sol çatışmasının arkasında, beyin kontrol silahı olduğu ileri sürülüyor.
Çip veya beyne sokulmuş elektrotlara ihtiyaç duyulmadan insan beyninin kontrol altına alınması anlamına gelen beyin kontrol silahı, uzmanlara göre, verilen telkinlerle İstenildiğinde insanı terörist haline sokabiliyor. İnsana, ruhsal ve bedensel acı yaşatabilen bu sistemin, 1980 öncesi Türkiye üzerinde kullanıldığı iddiası ise dehşet verici...
Ciddiye alınması gereken bu kuramı ileri süren isim ise, bu alanda uzmanlaşmış Emekli Kurmay.Albay Baha Kadıoğlu... Kadıoğlu, Silahlı Kuvvetler Dergisi'nde yayımlanan bir makalesinde, konuyla ilgili olarak şu ifadeleri kullanıyor: "Türkiye, 1970'li yıllar içinde beyin kontrol yöntemlerinin harp şeklinde uygulandığı ve bunun korkunç kâbusunun yaşandığı bir ülke olmuştur."
Bu görünmez harbin gelecek yıllarda da devam edeceğine dikkat çeken Kadıoğlu, "Bu harbin yalnızca fizikî tedbirlerle önlenmesi mümkün görülmemektedir. Alınacak tedbirleri öğrenmek için en kısa zamanda parapsikolojik çalışmalara girmek mecburiyetindeyiz." uyarısında bulunuyor. Aksi halde, bu tür müdahalelere maruz kalınabileceğini söylüyor.
Bu iddiaya göre, 5.000 insanımızı kaybettiğimiz, insanın ideolojisi uğruna annesini, kardeşini veya en yakınını öldürmekten çekinmediği sağ-sol çatışmasının arkasında, beyin kontrol silahı olduğu ileri sürülüyor.
Çip veya beyne sokulmuş elektrotlara ihtiyaç duyulmadan insan beyninin kontrol altına alınması anlamına gelen beyin kontrol silahı, uzmanlara göre, verilen telkinlerle İstenildiğinde insanı terörist haline sokabiliyor. İnsana, ruhsal ve bedensel acı yaşatabilen bu sistemin, 1980 öncesi Türkiye üzerinde kullanıldığı iddiası ise dehşet verici...
Ciddiye alınması gereken bu kuramı ileri süren isim ise, bu alanda uzmanlaşmış Emekli Kurmay.Albay Baha Kadıoğlu... Kadıoğlu, Silahlı Kuvvetler Dergisi'nde yayımlanan bir makalesinde, konuyla ilgili olarak şu ifadeleri kullanıyor: "Türkiye, 1970'li yıllar içinde beyin kontrol yöntemlerinin harp şeklinde uygulandığı ve bunun korkunç kâbusunun yaşandığı bir ülke olmuştur."
Bu görünmez harbin gelecek yıllarda da devam edeceğine dikkat çeken Kadıoğlu, "Bu harbin yalnızca fizikî tedbirlerle önlenmesi mümkün görülmemektedir. Alınacak tedbirleri öğrenmek için en kısa zamanda parapsikolojik çalışmalara girmek mecburiyetindeyiz." uyarısında bulunuyor. Aksi halde, bu tür müdahalelere maruz kalınabileceğini söylüyor.
CIA ve MOSSAD, Beyin Kontrolüne Büyük Önem Veriyor
Memory Center Neropsikiyatri Merkezi öğretim görevlilerinden Prof. Dr. Nevzat Tarhan da istihbarat örgütlerinin - özellikle CIA ve MOSSAD'ın - bu konuya büyük önem vermekte olduğunu söylüyor:"Bu konularda CIA, NSA, Alman İstihbaratı, MOSSAD, KGB çok detaylı çalışmalar yapmışlardır. Hangi noktada oldukları belirsizdir. Fakat Zihin Kontrolü psikolojik savaş için de kullanılmaktadır"
Rusya sistemine uygun insan yetiştirmek için beyin kontrol silahına önem verdi. CIA eski başkanlarından Richard Helms, Watergate soruşturmalarında Warren Komisyonu'na verdiği bilgilerde şöyle demiştir:
"Yapılan araştırma göstermiştir ki SSCB, kendi sisteminin isteklerine uygun politik görüşe bağlı olacak şekilde, halkının davranışlarını düzenleyebileceği bir kontrol teknolojisi geliştirmeye çalışmaktadır. Bundan böyle aynı teknolojiyi daha karışık bir yaklaşımla, bilgiler kodlanarak insan hedeflerine yöneltilebilecektir. Bu, insan zihinleri harbi olacaktır."
Elektromanyetik Dalgayla Kalp Krizi Geçirtilebilir
Bilim adamlarına göre, insanların zihinleri kontrol altına alınabilir. Boğaziçi Üniversitesi Elektromanyetik Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Selim Şeker, İnsan beyni, elektronik bir cihaza benziyor. Şeker, "İnsan beynindeki noktalar arasında öyle yerler var ki, bunların uyarılması durumunda kişinin adam bile öldürmesi mümkün." diyor.
Yine aynı, elektromanyetik dalga yöntemi ile kişiye uzak bir mesafeden kalp krizi geçirilebileceğini ileri süren Şeker, şöyle devam ediyor: "Bu durum, devlet başkanları için bile geçerli. Ülkelerin, yeni teknolojiden haberdar olmaları ve konu ile ilgili araştırma yapmaları gerekiyor. Türkiye, bu konuda çok geride kalmıştır. Bizler, bilim araştırmalarına bütçe ayıramıyoruz. Zaten bu alanda yapılan araştırmalar, oldukça pahalı. Biz daha bir profesöre bilgisayar dahi tahsis edemiyoruz. "Zihin Kontrol" teknolojisi, dünya için oldukça önemli ve yeniçağın silahı. Bu konuda Türkiye de gerekli önlemi bir an önce almalı"
Yine aynı, elektromanyetik dalga yöntemi ile kişiye uzak bir mesafeden kalp krizi geçirilebileceğini ileri süren Şeker, şöyle devam ediyor: "Bu durum, devlet başkanları için bile geçerli. Ülkelerin, yeni teknolojiden haberdar olmaları ve konu ile ilgili araştırma yapmaları gerekiyor. Türkiye, bu konuda çok geride kalmıştır. Bizler, bilim araştırmalarına bütçe ayıramıyoruz. Zaten bu alanda yapılan araştırmalar, oldukça pahalı. Biz daha bir profesöre bilgisayar dahi tahsis edemiyoruz. "Zihin Kontrol" teknolojisi, dünya için oldukça önemli ve yeniçağın silahı. Bu konuda Türkiye de gerekli önlemi bir an önce almalı"
Başbakanlara Bile Suikast Düzenlenebilir
Prof. Dr. Şeker, parapsikoloji olaylarının gerçek olduğunu ve insan beyninin çözülemeyen yapısı ile ilgili olduğunu belirterek, ABD'nin bu alanda yüklü miktarda paralar ayırdığına değiniyor.
"Özellikle NATO görevi yapan subaylara veya yurtdışındaki istihbaratçı personele, ya da bazı kilit noktalardaki bürokratlara özel bir eğitim ve operasyondan geçirdikten sonra istediklerini yapabilirler" diyen Selim Şeker, şu dikkat çekici ifadeleri kullanıyor: "Başbakanlara bile operasyon yapabilecek durumdalar ve Türkiye bu konuları bilmiyor, kendini savunamıyor. Sonuçta Türkiye mutlaka bu operasyonlara maruz kalmaktadır. İntihar bombacılarının veya PKK militanlarının ilaçlanmış olma olasılıkları çok güçlü. Pek çok İnançlı militanı El-Kaide militanı gibi servis etmek tabii ki mümkündür. Fakat sorun, CIA ve yabancı istihbarat örgütlerinin hangi noktada olduklarının bilinmemesinden kaynaklanıyor"
"Özellikle NATO görevi yapan subaylara veya yurtdışındaki istihbaratçı personele, ya da bazı kilit noktalardaki bürokratlara özel bir eğitim ve operasyondan geçirdikten sonra istediklerini yapabilirler" diyen Selim Şeker, şu dikkat çekici ifadeleri kullanıyor: "Başbakanlara bile operasyon yapabilecek durumdalar ve Türkiye bu konuları bilmiyor, kendini savunamıyor. Sonuçta Türkiye mutlaka bu operasyonlara maruz kalmaktadır. İntihar bombacılarının veya PKK militanlarının ilaçlanmış olma olasılıkları çok güçlü. Pek çok İnançlı militanı El-Kaide militanı gibi servis etmek tabii ki mümkündür. Fakat sorun, CIA ve yabancı istihbarat örgütlerinin hangi noktada olduklarının bilinmemesinden kaynaklanıyor"
Uzay ve dünya dışı yaşam konularında birbirinden dikkat çekici yayınlar www.SpaceExplorer.TV sitemizde
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.