ÖLÜRKEN ALLAH'A KÜFREDİYORDU… BİR ZİYA GÖKALP FENOMENİ..
Ziya Gökalp Fransız Hastanesine yatırıldığında bitkin bir vaziyetteydi. Yataktan kımıldayamıyordu.
Gökalp’in hastalığı ağırlaştıkça asabiliği de artıyordu. En ufak bir hadiseye öfkeleniyor, bağırıp çağırıyordu. Öldüğü gece de başını duvardan duvara çarpmıştı.
Ziya Gökalp’in öldüğü geceyi Necip Fazıl şu şekilde naklediyor;
“Ziya Gökalp’in Allah’ a karşı tavrına ait bir müşahade(gözlem)…
Tarihin ve kimsenin bilmediği bir hadise… Benim kırk yıllık bir hatıram…
Bundan kırk küsür yıl önce, Abdülhak Hamid’in evinde bir hanımefendiyel tanıştım. Bu hanımefendi, ömrü Avrupa’da geçmiş, ne Ziya Gökalp’i tanıyan, ne Türkiye’yi, Türk Edebiyatını bilen, züppe, Avrupalılaşmış bir kimse… Kimsenin kastla, ne lehinde olabilir, ne aleyhinde..
Ben Abdülhak Hamit’e, Ziya Gökalp’in dinsizliğinden bahsederken birden doğruldu ve aynen şunları söyledi…
“İstanbul’a gelişlerimden birinde hastalandım ve Fransız hastanesine yattım. Bitişiğimdeki odadan garip sesler geliyordu.Kim olduğunu, bu sesleri çıkaran hastanın kim ve ne olduğunu sordum. Meşhru Ziya Gökalp, dediler. Mebusmuş(millevekili). Profesörmüş…ismini bile yeni duyuyordum. Öldüğü gece, başını duvarlara çarparak, SABAHA KADAR ALLAH’A EN GALİZ(AĞIR) KELİMELERLE SÖVDÜ… O kadar fena oldum ki bu hal karşısında odamdan çıkıp başka bir yere sığındım. Öğrendiğime göre Allah’ a inanmazmış…”
Hem Allah’a inanma.Hem ona söv!
Duyulmamış görülmemiş şey…
(Necip Fazıl, Sahte Kahramanlar, Sayfa: 74-75)
Daha önceleri de çeşitli defalar ruhi bunalım geçiren Ziya Gökalp bir defasında intihara teşebbüs etmiş, şakağına tabancayı dayayarak tetiği çekmişti.
Kurşun kafasını delip içeride kalmasına rağmen ölmemişti. Öldüğü gece yine böyle bir krizin tutmuş olduğu anlaşılmaktadır.
(Meşhurların Son Anları - Burhan Bozgeyik, TÜRDAV Yayınları, Sayfa:321-322
2010-08-21
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
Bu ay öne çıkanlar
-
Türkeş Arusiler'le gizlice görüşürdü 25 Ağustos 2001 günü, Musevi kökenli ünlü iş adamı Üzeyir Garih Eyüp Mezarlığı'nda bıçaklana...
-
Alparslan Türkeş, Küçük Hüseyin Efendi, Üzeyir Garih cinayeti ve Kripto Yahudiler Alparslan Türkeş'in gerçek ismi olan Hüseyin Feyzullah...
-
Yahudilerin bir yere hakim olduklarını sembolize eden dini sembolleri Yedi Kollu Şamdan (Menorah) ve Bahçeşehir Üniversitesi logosundaki yed...
-
DEVELİ AĞIR CEZA MAHKEMESİ ESAS NO : 1980 / 77 KARAR NO : 1981 / 63 C. SAV. NO : 1980 / 309 BAŞKAN : Metin YÜKSEL 19030 SANIK : MUSTAFA ...
-
Alparslan Türkeş, Osmanlı'nın Kıbrıs'a sürgün ettiği bir Yahudi ailesinin ferdiydi. Gerçek adı Hüseyin Feyzullah'tı... Arusilik ...
-
Türkiye'deki İslamî hareketin ve dinî hizmetlerin içine CIA ve MOSSAD girmiştir. İndirilmiş İslam'ın yerine uydurulmuş bir İslam çık...
-
Süleyman Hilmi Tunahan'a "Gerici" diyen Adnan Menderes'in İçişleri bakanı Namık Gedik'in Neden ve Nasıl Öldüğü Hala ne...
-
Evet Ben Selanikliyim! (Sabetaycıyım!) Selanikli deyince ne gelir aklınıza? 1) Selanikli Yunanlılar. 2) Nazilerin katlettiği Selanikli yahud...
-
Mehmet Akif Ersoy Hakkındaki Acı Gerçekleri Görmezden Gelemeyiz "Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi" mısrası ile uzun süre...
-
Şanghay İşbirliği Örgütü ŞİÖ Doğu’da daha etkili olmaya başlıyor Salı günü Tacikistan Savunma Bakanı Sherali Mirzo ile ikili bir görüşm...
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.