Mehmet Fahri Sertkaya

2012-02-19

Sefil Çocuk! Buraya Gel! Ben kaputsuz da ölürüm

Sefil Çocuk! Buraya Gel! Ben kaputsuz da ölürüm


Muallim Hacı Selim'in "Anadolu Harpzedeleri" isimli hatıratından Birinci Dünyâ Harbini anlatan bir ibret manzarası:

 "Of!... bir kere görmüş olsa idiniz. Ne dehşetli bir yer! İnsan söylemekten âciz!...

Yolun iki tarafı kana bulanmış, bir çok insan cenâzeleri, hayvan leşleri, kırık araba ve tüfek parçaları dolmuştu. Diri bir kimse yoktu! Ben korkudan yaprak gibi titriyor ve ağlıyordum...

Kana bulanmış bir asker torbası buldum ve sevindim. İçinde dört parça ekmek vardı. Ekmeği yiyerek, ayağım topallayarak nereye gittiğimi bilmeden yürürken yolun kenarındaki cenazeler arasından:

"Sefil çocuk, buraya gel!" sesini işittim ve dönüp baktım ki; yüzü gözü korkunç bir halde, kana, çamura bulanmış genç bir Türk zabiti arkasındaki kaputu (paltoyu) zorlukla çıkardı ve: "Al ve giy, soğuktan telef olma!" dedi. Ben de hayretle:

"Amca! Böyle vakitte elbiseye senin benden çok ihtiyâcın vardır!" dedim. Zavallı, yürek parçalayan bir âh çekerek;

"Evlâdım! Ben kaputsuz da ölürüm. Belki bu kaput sebebiyle bir Müslüman çocuğu kurtulur!" dedi ve takatsiz yıkıldı.

Ne cömertlik, ne erlik!...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.