On yedinci yüzyılda bir Fransız gözüyle Türkler |
Fransız seyyah Du Loir'ın 1639 ve 1641 yılları arasında yazdığı seyahatnamesinde Osmanlı nezâketi hususunda şu enteresan değerlendirmesi yer alır:
"Küfürbazlık, Hıristiyan memleketlerinde müthiş surette ve tamamiyle kâfirce sarf edilip durduğu halde, Müslüman-Türkler'in ne sokaklarında duyulabilir, ne de evlerinde işitilir. Bu hâlin bizim yüzlerimizi kızartacak tarafı da şudur ki, Türkler'in yalnız ağızlarında değil, lisanlarında da küfür kelimeleri yoktur."
O günün Fransızı ecdadımız için bunları söylüyor. Ya bugün?.. Maalesef, millet olarak yukarıdaki değerlendirmenin tam tersi ve hiç de hoş olmayan, ahlaken dejenere olmuş bir cemiyet manzarası arzediyoruz. Tabii ki Batı'nın değerlendirmesi de ona göre... Burada sayıp dökmeye gerek yok... Hemen her gün basın ve medyada yüzlerimiz kızararak, zaman zaman da öfkelenerek muhatap oluyoruz. Aslında kimseye kızıp öfkelenmeye de hakkımız yok. Çünkü tablo ortada... İçtimaî, iktisadî, idari, ilmî ve ahlâki değerlerin kaybolduğu, hukukun da içinin boşaltılıp guguk olduğu bir cemiyet nasıl değerlendirilir?.. Bu perişan hâle iyi denilebilir mi? Cevap, koskoca bir "Hayır!" olacağına göre, Batı'dan veya bir başka dünyadan nasıl iyi bir değerlendirme bekleyebiliriz?!..
Eh ne diyelim... Ecdadımızın, "Fazilet odur ki, düşmanın bile tasdik ede" fehvasınca, onlara lâyık olma gayret ve ümidiyle...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.