MAHMÛD YESÂRÎ |
Yirminci yüzyıl romancısı ve piyes yazarı. 1895’te İstanbul’da doğdu. Mahmûd Yesârî’nin soyadı, büyük dedelerinden gelmektedir. On sekizinci asrın son yarısında şöhret bulmuş hattatlarımızdan Mehmed Esat Efendi, sol eliyle yazdığından dolayı Yesârî lakabıyla anılırdı. Âilesi de bu nâmı muhafâza etti. Tâlik yazıda üstat olup, şiirleri de vardı. Osmanlı Sultanı Üçüncü Mustafa Han, bu zâtı sarayına almıştı.
Mahmûd Yesârî, İstanbul Lisesini bitirdi. Güzel Sanatlar Akademisinde okudu. Bu sırada Birinci Cihan Harbi çıktı. Bunun üzerine askere alındı. Dönüşünde Diken Dergisi’nde karikatürist olarak gazeteciliğe başladı. Sonra Kelebek adlı edebiyat ve mizah dergisini çıkardı. Piyesler yazmaya başladı. Daha sonra roman ve hikâyeler yazdı. Bunlarda hayattan alınmış sahneler çoktur. Romanları daha romantiktir. Tiyatro sâhasına trajedi yazmakla girdi, sonra komediye yöneldi. İlk romanının adı Namus’tur. Piyeslerinden ekserisi, Darülbedâyî tarafından temsil edilmiştir. Gazetelerde, piyeslere ve temsillere âit tenkitleri çıkmış, birçok fıkraları yayınlanmıştır. Anlaşılan bir dili ve usta bir anlatımı vardır. Hayâtının sonuna kadar çeşitli dergi ve gazetelerde yazı hayâtını sürdürdü. 1945’te tedâvî gördüğü Yakacık Sanatoryumunda öldü.
Eserleri: Çoban Yıldızı (roman, 1925), Çulluk (roman, 1927), Pervin Abla (roman, 1927), Kırlangıçlar (roman, 1930), Su Sinekleri (roman, 1932), Bahçemde Bir Gül Açtı (roman, 1932), Tipi Dindi (roman, 1933), Yakut Yüzük (roman, 1937), Yakacık Mektupları (hikâyeler, 1938), Bağrı Yanık Ömer, Geceleyin Sokaklar. Piyesleri: Tablo, Asrî Hülyalar, Bekir’in Rüyası, Ayrı Oda, Çürük Merdiven, Sancağın Şerefi, Sürtük, Telli Turna, Hanife Hanım Hizmetçi Arıyor, Serseri ve daha pekçok hikâye, elliden fazla piyes ve yirmi beş roman yazdı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.