Beynin Bir Sırrı Daha |
Beynin fonksiyonlarını yitirmesinin ardından, yani hastanın klinik olarak ölü kabul edildiği safhada, yaygın inanışın aksine, hastaların çeşitli hisleri bulunduğuna dikkat çeken bilim adamları, bunların başında huzur-mutluluk, hüzün ve keder gibi duyguların geldiğini belirtiyorlar.
Bilim adamlarına göre, bu çeşit hastalar ayrıca zamanın aktığını anlayabiliyor ve ışığı idrâk edebiliyorlar.
Southampton Hastanesi'nden Dr. Sam Oarniea ve Dr. Peter Fenwick'in yaptığı araştırmada, ölümün eşiğinden dönmüş 63 kalp hastasıyla yapılan röportajlardan istifade edilerek bu neticeler elde ediliyor. 4'ü "klinik olarak ölü" kabul edilip sonra da hayata dönmüş 63 hastayla konuştuklarını belirten Dr. Fenwick şunları söylüyor:
"Akıl ve beyni birbirinden bağımsız değerlendirmek mümkünse, bu ölüm sonrasında şuurun hâlâ uyanık kaldığı düşüncesini gündeme getiriyor."
Basingstoke Anglikan Kilisesi Piskoposu Geoffrey Rowell, yapılan araştırmanın İnsanın etten kemikten yapılmış bir bilgisayar olduğunu düşünenleri yalanladığını söyledi.
Dilerseniz son sözü İki Cihan Serveri Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz'e bırakalım. Hz. Ömer (r.a.) anlatıyor:
"Bedir Harbi akşamında Resûlüllah (s.a.v.) bize:Şurası yarın inşâallah filan müşrikin vurulup düşeceği yerdir: şurası falanın düşeceği yerdir, buyurdu. Onu hak ile gönderen Allah'a yemin ederim ki, sayılanlardan hiç birisi onun haber verdiği yerden başka bir mahalde ölmemişti. Müşrik ölüleri birbiri üzerine bir kuyuya atıldılar. Resûlüllah (s.a.v.) onların atıldığı kuyunun başına geldi ve,
'Ey filan oğlu filan, ey filan oğlu filan! Allah ve Resûlü'nün size va'dettiği azabı buldunuz mu? Şüphesiz ki ben, Allah'ın bana va'dettiği zaferi buldum!' diye hitap etti.
Yâ Resûlellah, içerisinde ruh olmayan cesetlere nasıl konuşuyorsunuz? diye sordum. Resûlüllah (s.a.v.):
Siz benim söylediğimi onlardan daha İyi işitmezsiniz. Ancak onlar, bana cevap vermeye güç yetiremezler! buyurdu." (Müslim, Cihad, 83)
"Bilim"in, ölülerin pek çok duyguyu yaşadığına dâir ancak bugün ortaya koyabildiği bu tesbıt, 15 asır öncesinden âhir zaman nebisi âlemlere rahmet Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) tarafından, Bedir Günü böyle haber veriliyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.